Birleşik Çerkesya Konseyi olarak Çerkes Soykırımı hakkında yazılmış çeşitli kaynaklarda yer alan bilgileri derlediğimiz bir kitapçık hazırladık. Bu kitapçık özellikle temas kurduğumuz bazı siyasetçilerin ve devlet temsilcilerinin Çerkesler ve Çerkes Soykırımı hakkında temel düzeyde bilgi edinmelerini sağlamak amacıyla hazırlandı. Kitapçık, Çerkes-Rus Savaşı sürecine tanıklık etmiş olan tarihçilerin, askeri görevlilerin ve gezginlerin eserlerinin yanı sıra günümüz araştırmacılarının Çerkes Soykırımı'na dair bazı temel alıntıları içermektedir.  

​​

Kitapçığı indirmekiçin PDF ikonuna tıklayın!

​

Birleşik Çerkesya Konseyi Genel Başkanı Sayın Kenan Kaplan'ın, kitapçığın önsözü için insanlığa hitaben kaleme aldığı metni aşağıda bulabilirsiniz.

​

İnsanlık ailesinin saygıdeğer ferdi,

Biz, insanlık ailesinin özgün renklerinden biri olan Çerkesler olarak, binlerce yıldır tarihi vatanımız Çerkesya'da yaşayan kadim bir milletiz. Anavatanımız Çerkesya tarih boyunca pek çok saldırıya maruz kaldı ancak biz azimle direnerek vatanımızı ve insanlarımızı asırlarca korumayı başardık. 18. Yüzyılın ortalarından itibaren Çerkesya'yı ve tüm Kuzey Kafkasya'yı ele geçirmeye çalışan Ruslara karşı aynı kararlılıkla 100 yıldan uzun süre vatanımızı savunduk. Buna karşın Rus İmparatorluğu’nun insanlık dışı ve vahşi yöntemleri ile baş etmemiz mümkün olmadı. 

1864’e kadar süren savaş boyunca Rus ordusu, sistematik ve planlı bir şekilde sivilleri katletmiş, kadınlara tecavüz etmiş, insanları köleleştirmiş, köyleri ve yaşam alanlarını yakarak yok etmiş, ekinleri tahrip ederek halkımızın yaşama şansını ortadan kaldırmıştır. Savaş süresince ve savaştan sonra yaşanan büyük sürgün sırasında tarihçilerin tahminlerine göre 1,5 milyona yakın insanımızı kaybettik. Sağ kalan nüfusun yaklaşık % 90’ı çok ağır koşullar altında vatanımızı terk etmeye zorlandı ve sürgüne gönderildi. Biz soykırım ve sürgüne maruz kalmış Çerkesler olarak bugün dünyanın farklı ülkelerinde vatan hasreti ile yaşamaya devam ediyoruz.

Rus İmparatorluğu’nun biz Çerkes ulusuna yaşatmış olduğu vahşet ve soykırım, başta Rus askeri görevlilerinin raporlarında ve dönemin tarihçilerinin çalışmalarında olmak üzere pek çok yazılı eserle insanlığın belleğine detaylarıyla yazılmış bulunmaktadır. Tarihçiler ve araştırmacılar tarafından "yakın dönemin en iyi bilinen soykırımı" olarak tanımlanan Çerkes Soykırımı, bu kadar iyi bilinmesine rağmen Çerkes ulusu için adaletin tesis edilmesi hala mümkün olamamıştır. 

Günümüzde, Rusya Federasyonu, mirasçısı olduğu Rus İmparatorluğu'nun işlediği soykırımı tanımamakta, dahası, dünyanın çeşitli yerlerinde savaş, deprem ve doğal afet gibi insani krizlere maruz kalan Çerkeslerin tarihi anavatanları Çerkesya'ya geri dönmesine izin vermemektedir. Putin rejimi, anavatan Çerkesya'da yaşamakta olan Çerkeslerin kendi anadillerinde eğitim görme, kültürlerini yaşatma, siyasete katılım gibi en demokratik haklarını kullanmalarına bile her geçen gün çeşitli bahaneler ve yasal düzenlemelerle yeni engeller koymakta ve sistematik bir Ruslaştırma faaliyeti sürdürmektedir. Bununla birlikte Putin iktidarı boyunca çok sayıda Çerkes genci ve aktivisti, planlı şekilde gerçekleşen faili meçhul cinayetlerle katledilmişlerdir. Ayrıca oldukça zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip olan Çerkesya’nın tüm ekonomik kaynakları, Moskova tarafından sömürülmekte ve Çerkesya’da yaşayan insanlar planlı şekilde yoksul bırakılmaktadır. Cinayet, baskı ve ekonomik zorluklarla sindirdiği Çerkeslerin günümüzde herhangi bir hak talebinde bulunmaları veya olumsuzluklara itiraz etmeleri mümkün olamamaktadır.

Mevcut Rusya Federasyonu, günümüzün insani değerlerinden uzak bir yaklaşım içerisinde hareket etmekte, ülke içerisinde etnik ve azınlık unsurlara karşı şiddetli bir ruslaştırma ve ülke dışında da emperyal bir şekilde yayılmacılık politikası izlemektedir. Bu durum dünya barışı için ve tüm insanlık için açık bir tehdit oluşturmaktadır. Bugün Çerkes ulusunun, kimliğinin, kültürünün ve dilinin yok olmanın eşiğine gelmesinde Rusya İmparatorluğu kadar mevcut Rusya Federasyonu da aynı derece sorumlu ve suçludur. 

Biz, anavatan özlemi ile diasporada yaşayan Çerkesler olarak bu gerçeği tüm dünyaya anlatmak istiyoruz ve adalet arayışımızda tüm insanların desteğini arıyoruz. Bugüne kadar Gürcistan ve Ukrayna parlamentoları, Çerkes Soykırımı'nı resmi olarak tanıyarak Çerkes ulusu ile güçlü bir dayanışma içinde olduklarını gösterdiler. 

Birleşik Çerkesya Konseyi olarak tüm insanlık için açık bir tehdit olan Rus Emperyalizmine karşı Çerkes ulusuna adalet arayışında destek olmaları için parlamentolar ve hükümetler nezdinde girişimlerimizi sürdürüyoruz. Elinizdeki çalışma, Çerkes Soykırımı’nın inkâr edilemez kanıtlarını içermektedir. Rus askeri yetkililerinin raporlarından, dönemin Rus tarihçileri ve gezginlerinin gözlemlerinden, yabancı ülke askerî yetkililerinin değerlendirmelerinden ve modern araştırmacıların bilimsel çalışmalarından derlenmiş alıntılar ve kaynak eser bilgisi ile oluşturulmuştur. 

Bu çalışma, Çerkesleri ve Çerkes Soykırımı'nı bilmeyen kişilere temel bir bilgi sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Rus-Çerkes Savaşları (1763-1864) sürecince yaşanan soykırım eylemlerini ve Çerkeslerin yaşadığı trajedinin boyutlarını göstermektedir. Bu çalışmada görülebileceği gibi, farklı zamanlarda farklı ülkelerde yaşayan tarihçiler ve araştırmacılar Çerkes ulusunun yaşadığı soykırımı teyit etmektedir.

161 yıl önce yaşam hakkı elinden alınan ve tüm kaynakları gasp edilen Çerkes ulusu bugün dünyanın farklı ülkelerinde varlığını sürdürmeye çalışmakta ve anavatana tekrar dönebilmenin çarelerini aramaktadır. Çerkesler tarihi anavatanları Çerkesya’da demokratik, insan haklarına ve evrensel değerlere saygılı, hukukun üstünlüğünü esas alan bir devlet yapısı içinde özgürce ve insanca yaşamanın hayaliyle örgütlenmeye ve siyasal mücadelelerine devam etmektedir. Bu mücadele sadece Çerkes ulusunun değil ama aynı zamanda tüm insanlığın ortak menfaatleri adına tüm ilgili taraflarca desteklenmelidir. 

Sizi, insanlık tarihinin utanç dolu bir sayfası olan Çerkes Soykırımı hakkında bilgi edinmeye ve adalet arayışımızda bize destek olmaya çağırıyoruz.

Meretyko Kenan Kaplan
Birleşik Çerkesya Konseyi Genel Başkanı
 

​

​